KAYGIYLA NASIL BAŞ EDERİZ?

En son sınava girdiğinizde hissettiğiniz duyguları hatırlıyor musunuz ?

Muhtemelen heyecanlanmış, hatta tam sınavdan önce endişelenmeye başlamış da olabilirsiniz. Bu son derece normal, hatta bazı durumlarda daha dikkatli olmanızı sağlayacağı için yararlı bir durum. Sınav bittiğinde rahatlama hissedip derin bir oh çekersiniz ve anında kaybolur. Öyle değil mi ?

Fakat bazı kişiler için bu böyle değildir. Onlarda stres ortadan hiç kaybolmaz. Bu kişilerde stres, anksiyete yani kaygı olarak yorumlanır.

Kaygı da mutluluk ve üzüntü gibi bir duygudur. Bu duygu, genellikle kişi kendini tehlikeli bir ortamda hissettiğinde ya da gerçek bir neden yokken bile aşırı endişelendiği durumlarda ortaya çıkar.

Kaygılı kişinin dünyası

Kaygılı kişi, sevdiklerine ve kendisine her an bir şey olacakmış endişesi ile yaşar. Zihninde sürekli kötü senaryolar döndürüp durur. Kaygı hisseden kişiler genellikle bir kaçış yolu olarak kendilerine güvenli alan yaratmış ve bu duyguyu hissettikleri an bulundukları ortamdan uzaklaşıp, oluşturdukları güvenli alana giderler. Bu durum kaçınma davranışını ortaya çıkartır.

Bedenin kaygıya tepkisi

Kaygı yaşayan kişilerde ses ve ellerin titremesi, yüz kızarması, mide bulantısı, avuç içlerinin terlemesi, hızlı kalp atışları, bulundukları ortama yabancılaşma hissi ve daha ileri safha da bayılma hissi gibi fizyolojik belirtiler görülür. 
Burada yapılması gereken vücudunuzun size verdiği bu sinyallere kulak vermenizdir. Bedeninizde oluşan tepkileri fark ettiğinizde o an yaptığınız işi durdurup, gevşeme egzersizi yapabilirsiniz.

Kaygın sınavdansa…

Ya yapamazsam
Ya olmazsa
Ya başaramazsam
Ya beceremezsem… bu kalıplar size de çok tanıdık geldi mi ? Her sınav öncesi kendinize söylediğiniz cümlelerin içinde yer aldığını tahmin edebiliyorum. Bu kalıplar kişinin sınava, sunuma, yapacağı önemli bir işe ve bunun gibi olaylara yüklediği fazla anlamlar sonucunda ortaya çıkar. Olaylara fazla anlam yükleyen kişiler çoğunlukla mükemmeliyetçi ya da rekabetçi ruha sahiptirler. Kişi, bu kaygıdan kaçınmak için çoğunlukla işlerini erteler. Sunumu varsa yapmamak için direnir, sınavı varsa sınav hakkında, hazırlık süreci hakkında konuşmaktan kaçınır. Dikkatini sürekli başka olaylara yönlendirir.

Kaygının temel noktası, ‘Ya Olursa ‘ diyerek kurmaya başladığınız cümlelerinizdir. ‘Ya Olursa’ diye kurmaya başladığınız cümlelerinizi, ‘Ya’ kelimesini atarak kurmayı deneyin. Farz edelim ki korktuğunuz başınıza geldi, en kötü ne olabilir ?

Yaşayacağınız en kötü senaryoyu kafanızda canlandırmaya başladığınızda aslında düşündüğünüz kadar kötü olmadığını anlamış olacaksanız.

Bu düşüncelerden kurtulmak için kişinin yapabileceği bir başka yöntem, düşünce yapısını değiştirmektir. Düşünce yapısını şart kipi olan -se/-sa dan kurtarıp yeterlilik kipi olan -ebilmek ile değiştirmek kaygıdan kurtulmanın en büyük adımlarından biridir. Kişi ya yapamazsam kalıbını bir kenara bırakıp bunu yapabilirim demeye gayret etmelidir.


Nasıl Baş ederiz?
Kaygı yaşadığınız durumlarda yaşadığınız bu hissin temelinde sizin düşünce tuzaklarınız ve bunun sonucunda kurduğunuz felaketleştirme senaryolarınız olduğunu kendinize hatırlatın. Sizi kaygılandıran durumları tespit etmek ve bu durumlarla yüzleşmeniz çok önemlidir.

Eğer kendiniz kaygınızı yenmekte zorlanıyorsanız bir uzmandan yardım alarak bu durumu çözebilirsiniz.