Modern dünyada gelişen teknolojinin kullanım alanları her geçen gün artmaktadır. Bu artışla aile içindeki her bireyin teknolojiyle teması kaçınılmaz hale gelmektedir. Teknoloji cep telefonu ve tablet kullanımının artmasıyla insanların hayatında köklü değişiklikler yaratmaktadır. Teknolojinin günlük hayat içerisinde yoğun yer bulması aile içi iletişimi büyük ölçüde etkilemekte veküçük yaşlardaki çocukların gelişiminde ise birçok davranışın modelleyicisi olmaktadır. Özellikle teknolojinin ailedeki yetişkinler tarafından bilinçsiz kullanımı sonucunda çocuklar teknolojiyle, uzmanların teknolojik alet kullanımı için belirlediği yaş sınırından daha erken tanışmaktadır.Bu da birtakım problemlere yol açmaktadır.
Günün büyük bir kısmını teknolojik aletlerin başında geçiren çocukların kendini ifade etmekte güçlük yaşaması, iletişim kurmakta zorlanması ve sınır bilincinin olmaması bu problemler arasında sayılmaktadır. Ayrıca çocukların uzun süre bilgisayar, internet ve televizyona maruz kalmaları, çocukların eğitim hayatını da olumsuz yönde etkilemekte, çeşitli bağımlılıkları ve önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir. Bunun yanı sıra çocuk ve ergenlerin, sosyalleşme ihtiyaçlarını teknolojik aletlerin kullanımıyla gidermeye çalışmaları, onları gerçek yaşamdan uzaklaştırarak yalnızlaşmalarına neden olmaktadır. Teknolojinin bilinçsiz kullanımı çocuk ve ergenlerin ailesiyle olan ilişkilerini, iletişim kalitelerini ve sosyal bağlarını olumsuz etkilemektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta bahsettiğimiz teknoloji kullanımını, içinde bulunduğumuz teknoloji çağında eğitim dönemindeki zorunlu ekran kullanımından ayırmak olacaktır. Eğitime dâhil olan ekran içeriğinde çocuğun sorumluluk bilincini pekiştirme ve müfredat takibi gibi olumlu unsurlar yer almaktadır. Bu nedenle yukarıda bahsedilen olumsuz etkilerin çarpık teknoloji kullanımının sonuçları olduğunu ve eğitimdeki mecburi ekran kullanımından ayrı tutulması gerektiğini hatırlatmak gerekir.
Çocuklar teknolojiye uyum sağlarken önce çevrelerindeki insanların kullanımını gözlemleyerek sonra pasif olarak ailelerin kendilerine sunduğu çizgi film, video, reklam gibi görselleri izleyerek, sonra da kendileri kullanarak teknolojik hayatın bir parçası olmaktadır. Ayrıca çocuklar teknolojik araçlar vasıtasıyla kendilerine bazı rol modeller edinmektedir. Bu rol modellerin çocuğun gelişimi açısından uygun olup olmadığı ancak ebeveynlerin kontrolü ile mümkün olabilir. Bu noktada teknolojinin çocukların hayatında nasıl ve ne kadar yer alacağının belirlenmesi ve bilinçli teknoloji kullanımını sağlama konusunda ebeveynlere önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluklardan ilk akla gelen çocuğun maruz kaldığı süreyi, içeriğin çocuğun yaşına ve psikolojik gelişimine uygunluğunu kontrol etmektir.
Ebeveynlerin çocuklarının teknoloji kullanımı süresinde yeterli kontrolü sağlamadığı, aşırı serbest ve izin verici tutumu ile çocuklar için bir eğlence aracı olan tabletler ve cep telefonları, amacı dışında kullanılabilir duruma gelmektedir. Ebeveynlerin izin verici tutumunun artması halinde çocuklar günün büyük bir bölümünü kontrolsüzce bu cihazları kullanarak geçirmektedir. Bu kontrolsüz kullanıma bağlı olarak bir süre sonra ebeveynler, çocukları ile iletişim kuramadıklarından ve çocuklarının günlük hayattan kopmalarından şikâyet etmektedir. Aşırı kontrolcü ebeveyn tutumlarında ise çocukların teknolojik aletlere karşı isteğinin daha çok arttığı ve aile içi ilişkilerin zarar gördüğü söylenebilmektedir. Bu noktada teknolojinin hayatımızın bir parçası olduğunu kabul ederek teknolojinin kontrollü bir şekilde çocuğa sunulması gerekmektedir.
Çocuklarımıza sunduğumuz teknoloji kullanım dozuna göre faydalı veya zararlı olabilmektedir. Tıpkı bitki yetiştirirken ki gübre kullanımı gibi düşünülebilir. Miktarını doğru ayarladığınız takdirde bitki çiçek açacaktır. Fakat fazla kullanılırsa bitki kuruyacaktır. Yani hayatın her alanında olduğu gibi teknoloji kullanımı kontrolünde dengeli olmak önemlidir. Teknoloji kullanımı kontrolünde dengeli olamadığını ifade eden birçok ebeveyn ile karşılaşılmaktadır. Bu ebeveynler savunma mekanizması olarak teknolojinin hızına yetişemedikleri için çocuklarının teknoloji kullanımını kontrol etmekte zorlandıklarını söylemektedir. Bu noktada teknolojinin hızı yadsınamaz olsa da çocukların davranış ve tutumlarının yalnızca teknoloji ile ilişkisi olmadığını unutmamak gerekir. Onlar daima dikkat çekmek, ilgiyi üzerinde tutmak, etrafındaki insanlarla ilişki kurmak, bazen başkaldırmak ve genelde eğlenmek isterler. Bu istekleri nedeniyle teknoloji kullanımında ısrarcı olabilmektedirler. Burada önemli olan nokta ebeveyn tarafından çocuğun asıl beklentisinin anlaşılması ve ebeveynin teknoloji kullanımı kontrolünde net ve dik duruşlu olmasıdır.
Güncel koşullara bakıldığı zaman teknolojinin hayatımızın kaçınılmaz bir parçası olduğunu kabullenmek gerekmektedir. Bir çocuğun parmak emme sorununa parmağını keserek çözüm bulamayacağınız gibi teknolojinin kontrolsüz kullanımı sorununda da teknolojiyi tamamen hayatımızdan çıkartmaya çalışmak yerine süre kullanımlarına dikkat ederek kısıtlamak ve çocuğu arka planda takip etmek daha doğru olacaktır.
Tüm bunların yanında teknoloji kullanımı kontrolünün sağlanmasında, çocuğun aile tarafından bilinçlendirilmesi, aile içi iletişim içeriğinin düzenlenerek bağ kurulması, duygu farkındalığının ve paylaşımının çoğaltılması, çocukla geçirilen kaliteli vakitlerinin artırılması önemli bir rol taşır. Bu noktaların üzerine yoğunlaştığımız takdirde teknolojinin olası olumsuz etkilerinden korunmak mümkün olacaktır.