BOŞANMA ve ÇOCUK

Evlilik bireylerin iyi günde ve kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta hep yan yana olmak üzere bağlandıkları bir anlaşmadır. Diğer bir ifadeyle “ölene dek birlikte olmak için” geçtikleri bir dönüm noktasıdır. Fakat her şey bir peri masalı gibi başlamış olsa da işler bazen beklendiği gibi gitmeyebilir. Daha önce ortaya çıkmamış farklılıklar, hayata bakış açılarındaki değişim ve eşlerin farklı beklentileri ciddi sorunlar yaratabilir. Bu konular bazen birlikteliğin gücüyle ve eşlerin esnekliğiyle aşılsa da zaman zaman bunlar da yetersiz kalabilir. Birçok denemeden ve konuşmadan sonra çözüm bulunamadığında boşanma konusu gündeme gelir. Her iki taraf için de yıpratıcı olabilen bu süreç, çocuklu aileler için daha zordur. Bu nedenle boşanmada çocuk psikolojisi yönetimi özel bir dikkat gerektirir.

Boşanma her yaştan çocuk için aile yaşantısında önemli bir değişimdir. Çocuklar doğal olarak anneyi ve babayı bir arada görmek isterler. Ebeveynin varlığı onlar için güven demektir ve bu her yaşta farklı şekillerde hissedilir. Öte yandan evin içinde huzursuzluk artmış ve sürekli hâle gelmişse, evliliğin sona ermesi kaçınılmaz olabilir.

Boşanma -tıpkı evlilikte olduğu gibi- çocuğun etkin rol oynadığı bir süreç değildir. Hâl böyleyken boşanmanın da evliliği sürdürmenin sorumluluğu da çocuklara bırakılamaz. Çocuk, burada edilgen bir roldedir ve boşanmadan olumlu veya olumsuz her türlü etkilenecektir. Bu nedenle boşanma süreci çocuk psikolojisi yönünden hassas bir yaklaşım gerektirir. Boşanma sonrası çocuğun psikolojisi ve gelişiminin zarar görmemesi için bu süreçte dikkatli ve hassas olunması oldukça önemlidir.

Boşanma süreci çocuklara nasıl anlatılmalıdır?

Belki evliliğinizde birbirinize olan güveniniz kalmadı ve onarılmaz yaralar oluştu. Belki de evliliğinizi kurtarmak için her yolu denediniz ama derin görüş ayrılıklarınızı aşamadınız. Çocuğunuzu düşünerek farklı bir anlayışla yeniden denediniz ama işe yaramadı. Bu durumda çözümü ayrılmakta veya boşanmakta bulabilirsiniz. Çocuklu bir aileyseniz bu durumu doğal olarak çocuğunuza anlatmakta güçlük çekebilirsiniz. Bununla birlikte, konuyu olabildiğince farklı açılardan ele aldığınızda işler biraz kolaylaşabilir. Boşanma kararınızı çocuklara anlatırken dikkat etmeniz gerekenler şu şekilde özetlenebilir:

Boşanma aşamasında çocuğunuzun psikolojisi önceliğinizde olmalıdır.

Boşanma eşler arasında henüz karar aşamasındaysa ve kesinleşmediyse çocuklarla paylaşılmamalıdır. Aksi takdirde çocuk “Ya annem ve babam ayrılırlarsa?” endişesiyle sürekli bir kaygı bozukluğu yaşayabilir. Bu durum, ayrılığı sıkça gündeme getiren ama gerçekleştirmeyen çiftlerin çocuklarında daha fazla görülür. Umut ve hayal kırıklığı döngüsel hâle geldiğinden boşanma aşamasında çocuğun psikolojisi daha çok zarar görebilir.

Evleri ayırma kararınızı bizzat açıklayın.

Eğer ebeveynlerden biri evden ayrılacaksa, durum çocuğa öncesinde söylenmelidir. Kararı ortaklaşa aldığınızı belirtmeli ve birbirinizi çocuğunuzun önünde suçlamaktan kaçınmalısınız. Ayrıca, ayrılığın annesi veya babası olarak ona olan sevginizi azaltmayacağını da bizzat ifade etmelisiniz.  

Velayet konusunda anlaşabilir veya konuyu hukuki sürece taşıyacak olabilirsiniz. Hangi yolu seçerseniz seçin, çocuğunuzun duygusal durumunu gözeterek hareket edebilirsiniz. Çocuğunuz veya çocuklarınız, ayrı evlerde olsanız da her evin onlara açık olduğunu bilmelidir. Daha çok kalacağı ebeveynin evinde de diğer ebeveynin evinde de rahatça yaşayabileceğine ikna olmalıdır.

Boşanan ebeveyn olarak ona güven verin.

Boşanma kararı almadan önceki ilgi kaynaklarının elinden kayıp gitmeyeceğine dair ona güvence verin. Sadece belirli dönemlerde yanında kalabileceği ebeveynini de düzenli olarak görebileceğini söyleyin. Bunu yapmazsanız, özellikle yaşı küçükse- boşanma nedeniyle ebeveynlerinden birini kaybetmiş gibi hissedebilir. Görüşmelerin düzenli olması çocuğun birlikte kaldığı ebeveyne güveninin sarsılmaması ve “kayıp” duygusun ortaya çıkmaması açısından önemlidir.

Terk edilme duygusuna ve kendini suçlamasına izin vermeyin.

Boşanma, kimi çocuklarda büyük bir terk edilmişlik duygusuna dönüşür. Çocuk bu süreçte birlikte kaldığı ebeveynin de onu terk edeceğinden korkabilir. Buna bağlı olarak, sosyal ilişkilerinde bozulma veya okula gitmek istememe gibi sorunlar ortaya çıkabilir.

Hatta çocuklar, boşanmanın kendilerinin bazı tutum ve davranışlarından kaynaklandığını düşünerek kendilerini suçlayabilirler. Bir anlamda bunu kendilerine verilmiş bir ceza olarak kabul ederler. Bu noktada ebeveynleri bir araya getirmek için kendilerine bir misyon bile biçebilirler. Bu yanlış denklem, bazı yakınlar tarafından da özendirilebilir. Çocuk üstlenemeyeceği bir yükü sırtlanır ve başaramadığında hayal kırıklığı daha da büyür. Yapılması gereken sorunun kaynağının o olmadığını ve bunun ebeveynlerin kararlaştırdığı bir durum olduğunu açıklamaktır.

Asgari düzeyde de olsa iletişiminizi koruyun.

Ebeveynler birbirleriyle asla görüşmek istemeyecek kadar öfkeli olabilirler, hatta birbirlerine kin besleyebilirler. Fakat durum çocuklarıyla ilgili olduğunda iletişimsizlik iki ebeveyn arasında kalan çocuğu olumsuz etkiler. Bu nedenle boşanmanın ardından, çiftler en azından çocuklarıyla ilgili durumlarda iletişimi korumalıdırlar. Çocuğun geleceğini etkileyecek kararların alınmasında ve ona karşı geliştirilecek yaklaşımlarda koordineli hareket etmelidirler. Çocuk psikolojisi bu bağlamdaki uyumsuzluklardan kolayca ve olumsuz yönde etkilenir.

Boşanmada çocuğun psikolojisi açısından tutarlı olun.

Boşanma kararı alındığında hem kararınızda hem de uygulamalarınızda tutarlı ve net olmalısınız. Bu süreçteki belirsizlik veya tutarsız davranışlar çocuğunuz için daha yıpratıcı olabilir. İleride bir gün eski eşinizle bir araya gelmeye karar verirseniz, bunu da ancak kesinleştikten sonra çocuğunuza söylemelisiniz.

Çocuğunuz etkilenmesin diye evliliği sürdürmeyi denemeyin.

Boşanmaktan sadece çocuğunuz için vazgeçmeyi düşünmenin çocuğun psikolojisinde uzun süreli etkileri olabilir. Elbette emek verdiğiniz ilişkinizi kurtarmanız önceliklidir. Fakat mutsuz olduğunuz bir evliliği çocuğunuzun etkilenmemesi için sürdürmeniz işleri daha da karıştıracaktır. Bu bir fedakârlık değil; endişelerinizi ve hatta yaşam sevincinizi çocuklarınızın arkasına gizlemeniz/çocuklarınıza bağlamanız demektir.

Çocuğunuzla iletişiminizde eski eşinizi kötülemeyin.

Boşanan ebeveynler iletişimi tamamen bitiremeyeceklerini kabul etmelidirler. Çocukları için bu iletişimi devam ettirmeleri ve çoğu zaman ortaklaşa hareket etmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla eski eşler birbirlerini suçlasalar da birbirlerine öfkeli olsalar da bu duygularını çocuklarına yansıtmamalıdırlar. Çocuğun psikolojik gelişimi, bu tür müdahalelerden olumsuz etkilenir.

Ayrılığın anlaşmazlıklar sonucu kaçınılmaz olduğunu ama boşanmanızın ikinizin de çocuğunuza olan sevginizi etkilemeyeceğini ona ifade etmeniz önemlidir. Eş olarak birbirinizle uyumsuz olsanız da çocuğunuzla olan iletişiminizde, anne veya baba olarak diğer ebeveynin olumlu yönlerini öne çıkarmayı deneyebilirsiniz. Onun da tıpkı sizin gibi çocuğunuzu sevdiğini ve hep seveceğini vurgulayın. Diğer ebeveynin çocuğunuza karşı sorumluluklarını yerine getirdiğinin, ayrılık sebebinin bundan kaynaklanmadığının altını çizin. Çocuğunuzun bu ayrımları yapmasını sağlarsanız, bu boşanma sürecinde kaygıları artmayacak ve kendini suçlamayacaktır. Böylece, kendi özgün karakterini inşa ederken hem sizden hem de diğer ebeveynden destek almayı sürdürecektir.

Gelecekteki birlikteliklerinize dair sözler vermeyin.

Boşanmanın ardından çocuklarda başlayan endişelerden biri de annenin veya babanın başka biriyle evlenebileceğidir. Çocuk bu endişeyle ebeveyne tavır alabilir veya onun yeni ilişkisini bir tehdit olarak algılayabilir. Böyle bir durum söz konusu olsun ya da olmasın, çocuğa geleceğe yönelik olumlu ya da olumsuz sözler vermemelisiniz.

Dahası, verdiğiniz söz gerçekleşmediğinde çocuğunuz hayal kırıklığı yaşayacaktır. Bu konuda en doğru tutum, herhangi bir söz veremeyeceğinizi açıkça söylemektir. Başka biriyle birliktelik kurarsanız onu bundan haberdar edeceğinizi de belirtmelisiniz. Çünkü, çocuğa yeni bir beraberliğinizin olmayacağını söylerseniz ve bunun tersi gerçekleşir ise çocuğunuzun güven duygusu zedelenir. Bu durumda, çocukta boşanmayla başlayan kaybetme endişesi artarak devam edecektir. Çocuğa zaten ebeveynlerinin olduğu hatırlatılmalı; başka bir kişinin bunlardan biri yerine geçmeyeceği açıklanmalıdır.

Yaş ve cinsiyet gibi faktörleri dikkate alın.

Bütün bu unsurlar aktarılırken çocuğun yaşını ve cinsiyetini de dikkate almanız gerekir. Boşanmayla çocuklar üzerinde görülen psikolojik değişimler bu faktörlere göre farklılaşabilir. Boşanmada erkek çocuğun psikolojisi; yalan söyleme, saldırgan bir tutum içine girme, derslerde başarısızlık gibi davranışlarla kendini gösterebilir. Kız çocuklarında ise içe kapanıklık, arkadaşlarından uzaklaşma, sosyal ilişkilerde azalma gibi işaretler gözlenebilir. Bu farklılıkları gözetirken çocuğunuzun yaşını da hesaba katmalısınız. Onun anlayabileceği sözcükler kullanmayı ve gerekirse daha iyi anlatmak için uygun örnekler vermeyi denemelisiniz.

Boşanma hiç kimsenin tahmin edemeyeceği ve temenni edilmeyen bir olgu olsa da kaçınılmaz hâle gelebilir. Çocuğunuzun olan bitenden hiç etkilenmemesi imkânsızdır ama bu konuda destek almanız bu süreci daha sağlıklı atlatmanıza yardımcı olur.